Kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen 'Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi', Türkiye Cumhuriyeti bakımından 20 Mart 2021'de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle feshedilmişti. Bunun üzerine kararın iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle birçok sivil toplum kuruluşu ve baro, Danıştay'a dava açmıştı. Danıştay 10'uncu Daire, 10 dava dosyasının esastan görüşülmesi için toplandı. Danıştay Konferans Salonu'ndaki davaya 10 davacı taraf avukatı, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Serap Yazıcı, Habibe Çiftçioğlu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Ankara Barosu Başkanı Mehmet Eren Turan ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle farklı illerin baro yöneticileri katıldı. Ayrıca çoğunluğu avukat bine yakın izleyici de salonda hazır bulundu.
DANIŞTAY’DA TARİHİ DAVA
Duruşmanın başında Danıştay 10’uncu Daire Başkanı Yılmaz Akçil, Danıştay tarihinde ilk kez bu kadar katılımla bir dava gördüklerini söyledi. Akçil, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptaline ilişkin heyetin önünde 10 ayrı dava dosyası bulunduğunu ve taraf avukatlarıyla yaptıkları görüşme neticesinde her davacı için 3 avukatın söz almasını kararlaştırdıklarını ifade etti. Davacı taraf avukatlarının belirlenmesinin ardından savunmalara geçildi. Diyarbakır, Ankara, Gaziantep, Kocaeli, Erzurum, Tekirdağ baroları ile 29 Ekim Kadınları Derneği, Gelecek Partisi ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası avukatları sözleşmeden çekilme kararının iptaline yönelik beyanda bulundu.
AVUKATLAR SAVUNMA YAPTI
29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan davayı 'tarihi' olarak nitelendirerek, İstanbul Sözleşmesi’nin TBMM devre dışı bırakılarak anayasaya aykırı olarak feshedildiğini savundu. Avukat Ebru Beşe ise, sözleşmenin göçmen ve mülteci kadınları korumaya yönelik maddeleri de olduğunu ve kararın iptalini talep ederek, "Bu kadınlar binlerce kilometre yürüyerek geliyorlar. Ancak biz bu sözleşmeden bir gecede usulsüzce çıkıyoruz. Bu sözleşme, vatandaşlık bağına bakmadan bütün kadınları koruyan bir sözleşmedir" dedi.
Duruşmada söz alan diğer avukatlar ise uluslararası sözleşmelerin Meclis kararı olmadan Cumhurbaşkanı kararnamesiyle feshedilemeyeceğini savunarak, İstanbul Sözleşmesi kapsamında '6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun' çıkarıldığını, bu nedenle sözleşmenin pratikte var olduğunu ifade etti. Ayrıca avukatlar, İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlükten kaldıran Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptalini talep etti. Avukatların savunmaları sık sık salonu dolduran kalabalığın alkışlarıyla kesildi.